Teknolojiyi nasıl giymek istersiniz?

By | 11:51 Leave a Comment

Minimal tasarımlarıyla tanıdığımız tasarımcı kız kardeşler Ezra - Tuba Çetin, Asus ve Intel ile modayla teknolojiyi bir araya getiren bir projeye imza attı.

Minimal tasarımlarıyla tanıdığımız tasarımcı kız kardeşler Ezra - Tuba Çetin, Asus ve Intel ilemodayla teknolojiyi bir araya getiren bir projeye imza attı. Proje geleceğimizi şekillendirmeye hazırlanıyor.
Intel’in bilim kurgu filmlerini hatırlatan laboratuvarlarında artık 2 moda tasarımcısı var: Ezra ve Tuba Çetin. Teknolojiden hiçbir zaman uzak olmayan kardeşler, önümüzdeki 5 yıl içinde Intel Ar-Ge Merkezi’nde Star Trek’ten esinlenen tasarımlarını geliştirecekler. Star Trek’ten esinlenen ama Galata Kulesi’nden ilham alan, Marputçular Çarşısı’nda beslenen, bizi bilim kurgu romanı karakterine çevirmeyen, tarzımızı bozmayan hatta güzelleştiren, hayatımızı kolaylaştıran tasarımlar. Asus ve Intel’le yaptıkları ilk işbirliğinin meyvesi, “Teknolojide Stil,Modada İnovasyon” başlıklı fotoğraf ve video sergisi oldu. Ama bunu sadece aperatif gibi düşünün. Ana yemek ve tatlı henüz pişiyor. Teknolojinin modayla ilişkisini ve gelecekte bizi nelerin beklediğini Ezra Tuba Çetin, Asus Türkiye Genel Müdürü Bora Aras ve Intel Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın ile konuştuk.
■ Stile uygun teknolojiden bahsediyoruz ama teknoloji artık gerçekten her kadına hitap edebiliyor mu yoksa burada da modanın etkisi söz konusu mu?
Tuba Çetin: Görselliği yüksek ürünleri her kadın gibi biz de tercih ediyoruz. Bir kere işimizden dolayı bir mesleki deformasyon olduğu için daha çok dikkat ediyoruz. Mesela şimdi kullandığımız Zenbook’lar bize aksesuvar gibi geliyor. Kullandığım ürünü kendimle bir bütün gibi hissedebiliyorum.
■ Modada teknoloji nereye doğru gidiyor?
B.A.: Teknolojinin modaya nasıl yön verdiğine bakarsak, telefon, tablet, notebook gibi taşınabilir cihazlardan ziyade “giyilebilir teknoloji”den bahsetmek gerekli. Bu da kolye, kemer gibi kullanılan cihazlar demek. Şık görünmeyen bir cihazı üstümüzde taşımak istemiyoruz. Eskiden en önemli kriter performansken şimdi şıklık da aynı derece önemli. Teknoloji bir süre mobiliteye kayarken şimdi giyilebilirliğe doğru gidiyor. Şu anda tablet kullanımı toplam pazarda 3 kat artmış durumda. Bundan sonra ise giyilebilir teknolojiye uygun saat, bileklik, kolye tarzı ürünlerin satışı artacak. Giyenlere gerçekten fayda sağlayabilecek ürünler üzerinde çalışmalarımız var bizim de. 2007 yılında tasarım çalışmalarımıza başladık. Fransa’dan ressamlar getirdik. Teknolojinin tasarıma ya da modaya dönüşümü yeni bir ihtiyaç değil. Şimdi de Asus’un ciddi bir tasarım ekibi var. 5 duyumuz üzerinde çalışıyoruz ve her yeni cihazımızla 5 duyumuza da hitap etmeyi istiyoruz.
■ Intel’in teknoloji alanında ciddi yatırımları var bildiğim kadarıyla.
Burak Aydın: Teknoloji, insanın dokunabildiği her yere ulaştı. Intel’in kuruluş amacı insanların hayatına teknolojik değer katmak. Bu yüzden de insanların kullanmaktan zevk alacağı ürünler yaratmak önemli. Giyilebilir teknoloji denince akla gözlükler saatler geliyor ilk olarak. Ama bunlar “Emekleme devresi cihazları”. O kadar hızlı bir evrilme var ki; bir süre sonra bu cihazları herkes kullanıyor olacak. Burada da mucizevi eller yani moda tasarımcıları devreye giriyor.
GÜNEŞE GÖRE KARARAN ELBİSELER
■ Nano teknoloji ile giyilebilir teknoloji arasındaki farklar neler?
E.Ç: Nano teknoloji, tekstil alanındaki teknoloji. Fakat gelişimi şu an için kısır kalmış durumda. Giyilebilir teknoloji çok daha farklı. Kendi hayal ettiğiniz şekilde teknolojiyi giyimde kullanmak demek. Biz Intel laboratuvarlarında çalışmaya başladığımızda bize ilk önce “Hayaliniz nedir” dendi.
■ Hayaliniz ne peki?
E.Ç: Biz 4 yıl önce bu soruyu sorduk kendimize. Moda yürümüyor, tıkandı kaldı. Bugün yaşanan her şey iklim yüzünden yaşanıyor. Toprak kaygıları için dökülen kanlar ve yaşanan savaşlar da bu yüzden. “Güneşlenirken üstümüze dolu yağabilir” diyorduk, İstanbul’da bunu yaşadık. Bunun sonuçları çok basit: Erken yaşlanma, umulmayan hastalıkların ortaya çıkması gibi... Oysa sizin vücut ısınızı dengeleyen bir kumaş giyiyorsanız bu dertlerden uzak olacaksınız. Gelecek teknolojiyle yazılacak.
■ Dünya bu kadar karamsar bir yöne giderken teknoloji bunu engelleyecek mi yoksa kötüleştiriyor mu?
Burak Aydın: Teknolojinin var oluş amacı bu aslında. Ortaçağda ortalama yaş 38, şimdi 100’lerden bahsediyoruz. Gelişmiş ülkelerde 80, Türkiye’de 65 civarında. 70’e doğru ilerliyor. 2050’ye gelmeden 100’leri görmeyi umuyoruz. Bunların hepsi aslında teknoloji le oluyor. Giyilebilen teknolojiler de bunun bir adımı. Mesela güneş oranına göre kararan elbiseler veya vücut sıcaklığına göre ısı geçirimi değişen giysiler olacak. Üzerimizde güneş panelleri taşıyarak kendi enerjimizi üretebileceğiz.
■ Bu saydıklarınız daha çok bizim dünyaya verdiğimiz zararın yine bizim üzerimizdeki etkilerini azaltmaya yönelik teknolojiler. Dünyayı daha iyileştirecek teknolojiler gerekmiyor mu?
Burak Aydın: Temiz enerji üretebiliriz teknoloji sayesinde. Tüketeceğimiz enerjiyi kendimiz üreteceğiz ya da kullandığımız cihazlar daha az enerji tüketecek. Mesela arabalar benzin tüketmek yerine farklı enerji türleri kullanacak.
Dil ayrımı bitecek
■ Sizin çocukluktan beri en çok hayal ettiğiniz teknoloji nedir, henüz hayata geçmemiş olan?
E.Ç.: Bizim Tuba’yla küçükken Star Trek delisiydik. Onlar saatleri ile konuşurlardı biz de hep ceketimizle konuşurduk. Şimdi hayallerimizi Intel’in laboratuvarında gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bizce artık bu ülkeden bir dünya markası çıkacaksa bunun çok az yolu kaldı. Herkes, her şeyden çok sıkıldı. Herkes farklıyı arıyor.
Burak Aydın: Ben de Star Trek hayranıydım. Oradaki teknolojilerden ışınlanma hariç hemen hemen hepsi gerçekleşti. Yakın gelecekte her şey çok daha hızlı gelişecek. Geçtiğimiz 20 senenin önümüzdeki 5 sene ile hiç alakası olmayacak. Beni üzerinde çalışılan prototipler içinde en çok heyecanlandıran, kulağın içine takılabilen on-line lisan çeviriciler. Karşındaki Çince konuşacak siz Türkçe dinleyeceksiniz gibi... Diller eşitlenecek bu sayede.

0 yorum:

Yorum Gönder